İzmir’de yaşayan ve kapattığı iş yeri nedeniyle devlete vergi borcu olan vatandaşın 2004 yılında borçlarına karşılık emekli maaşının üçte biri kesilmeye başlandı.
2008 ve 2009 yıllarında 5510 sayılı Kanun’a aylık ve ödeneklerin takibi ve tahsili gereken alacaklar ve nafakalar dışında haczedilemeyeceği, haczedilmesine ait taleplerin ise fakat borçlunun müsaadesi alınarak yapılabileceği kararı konuldu.
GELEN HACZİ KALDIRTTI, TEKRAR CEZA KESİLDİ
Maddede yapılan değişiklik üzerine İzmirli vatandaş, 2009 yılında Emekli Sandığı İzmir Bölge Müdürlüğüne başvurarak maaşındaki haczin kaldırılmasını talep etti. Kurum maaştaki haczi kaldırdı, vatandaş da borcunu yapılandırarak ödemeye başladı. Lakin 2011 yılına gelindiğinde vatandaş vergi borçlarının taksitini aksatmaya başladı. Bu nedenle vergi dairesi vatandaşın banka hesaplarına ve babasından miras taşınmazlara haciz uyguladı.
İTİRAZ ETTİ, HUKUKSAL DEĞİL DEDİ
Gelir Yönetimi Başkanlığının borçlu vatandaşın emekli maaşını da tekrar kesmeye başlaması sonucunda vatandaş yönetime itiraz dilekçesi yazdı. Dilekçesi reddedilen İzmirli emekli, Kamu Denetçiliği Kurumuna (KDK) başvurarak maaşının kesilmesinin tüzel olmadığını belirtti ve bu uygulamanın bir an evvel sonlandırılması gerektiğini iletti.
KDK EMEKLİYİ HAKLI BULDU, KESİNTİYİ KALDIRDI
KDK, vatandaşın başvurusunu inceleyip, yönetimden dokümanları talep ederek yaptığı araştırma sonucunda tavsiye kararı verdi. KDK tavsiye kararında vatandaşı haklı bularak, şikâyetçiye karşı yönetimin halinin hukuka ve hakkaniyete uymadığının altını çizdi. Kararda vatandaşın vergi borcuna itiraz etmediği, emekli maaşındaki kesintinin borçlunun müsaadesi olmadan gerçekleştirildiğinin tespit edildiği belirtildi. KDK, Gelir Yönetimi Başkanlığına vatandaşın maaşındaki haczin kaldırılması, yapılan kesintilerin anaparasının şikâyetçiye iade edilmesi yolunda tavsiye kararı verdi.