BBC’nin haberine nazaran, Al Maktum’un 6 eşinden biri olan Prenses Haya geçtiğimiz aylarda iltica müracaatında bulunmak için kaçtığı Almanya’dan sonra Londra’ya geçti ve burada saklanıyor.
605 MİLYON TL BEDELİNDEKİ EVİNDE
Habere nazaran Ürdün kökenli ve İngiltere eğitimli Haya, kentin merkezindeki Kensington Sarayı Bahçeleri bölgesinde 85 milyon (605 milyon TL) sterlin kıymetindeki bir konutta yaşıyor.
‘KAÇIRILMA KORKUSU’
Haberde Haya’nın kocasından kaçmasının gerisinde, Emir’in BAE’den kaçmaya çalışırken yakalanan kızı Latifa’nın yaşadıklarının art planını öğrenmesinin bulunduğu argüman edildi.
Prensesin yakın etrafına dayandırılan habere nazaran, Latifa’nın geri getirilişine ait yeni bilgilere ulaşan Haya, kendisini inançta hissetmediği ülkeden kaçma kararı aldı. Haya’nın Londra’da BAE tarafından “kaçırılma” korkusu içinde yaşadığı sav edildi.
EŞİNİN İADESİNİ İSTİYOR
The Guardian gazetesinin haberine nazaran Dubai Piri, eşinin iadesi için İngiliz hükümetine lobi yapıyor. Pir, özel siyasi kanallarını kullanarak İngiltere ile temas kurdu. Fakat İngiliz dışişlerinin, bahsin özel bir sıkıntı olması nedeniyle iadeyi düşünmediği belirtildi. Birleşik Arap emirlikleri’nin Londra Büyükeçiliği ise bu iddiayı yalanladı.
Prenses Haya’nın ferdî güvenliğinden tasa duyduğu belirtilirken, Londra’da boşanma davası açıldığı ve birinci duruşmanın bu ay görüleceği argüman ediliyor.
DİPLOMATİK KRİZ ÇIKABİLİR
BAE’nin, Haya’nın iadesini istemesi halinde İngiltere ile bu ülke ortasında diplomatik bir kriz yaşanabileceği belirtiliyor. Haya’nın da bu türlü bir talep karşısında İngiliz Yüksek Mahkemesi’nde hakkını aramaya hazırlandığı tez ediliyor.
Ürdün Hükümdarı Abdullah’ın da yarı kız kardeşi olan Haya’nın, bu ülke ile BAE ortasında da sorun çıkarma ihtimali bulunuyor.
Al Maktum’un geçtiğimiz günlerde instagram hesabından paylaştığı kendisine ilişkin bir şiirde, bir bayanın “ihanetine uğradığı” manasına gelen mısralar yer alması da Haya’nın kaçışına gönderme olarak yorumlanmıştı.
Al Maktum’un kızı Latifa, bir Fransızın yardımıyla geçen yıl ülkeyi deniz yoluyla terk etmeye çalışırken Hindistan açıklarında yakalanmış ve geri götürülmüştü. Dünya çapında pek çok insan hakları savunucusu, Latifa’nın kendi iradesine alışılmamış olarak ülkeye götürüldüğünü ve bunun bir “kaçırılma” olduğunu argüman etmişti.
