İnönü Üniversitesi Deney Hayvanları Üretim ve Araştırma Merkezinden temin edilen hayvanlar üzerinde biyokimya ve farklı bilim dallarındaki bilim insanlarıyla araştırma yapan Eczacılık Fakültesi Farmokoloji Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi İsmet Yılmaz, sıçanların yemine yüzde 1, yüzde 2,5, yüzde 5 ve yüzde 10 oranında gün kurusu katarak 30, 60 ve 120 gün sonunda kan değerleri üzerindeki değişimi inceledi.
240 SIÇAN ÜZERİNDE 4 AYLIK ÇALIŞMA
Dr. Yılmaz, 120 dişi ve 120 erkek olmak üzere toplam 240 sıçan üzerinde 4 ay süreyle deney yaptığını söyledi.
Amaçlarının, kayısının faydalarını bilimsel verilerle ortaya çıkarmak olduğunu kaydeden Yılmaz, çalışmada farklı bilim dallarından öğretim üyelerinin de katkı sağladığını ifade etti.
“BELİRGİN BİR ARTIŞ GÖZLEMLEDİK”
Hayvanları 24’lü gruplara ayırdıklarını ve verdikleri yem oranına göre her 30 günde bir 8’inin kan değerlerini, dokularını incelediklerini dile getiren Yılmaz, bu sayede karaciğer enzimlerini, potasyum değişimlerini gözlemlediklerini söyledi.
Çalışmaları bilimsel makalelerde yayımladıklarını ifade eden Yılmaz, “Kayısılı yem verilen ve özellikle 120 günlük sürede incelediğimiz deney hayvanlarının kırmızı kan hücresi dediğimiz alyuvarlarında belirgin artış olduğunu gözlemledik. Dolayısıyla kansızlık problemi olan kişilerde kayısının çözüm olabileceğini düşünüyoruz.” diye konuştu.
“MİKTAR DEĞİL SÜREKLİLİK ÖNEMLİ”
Yılmaz, 120 günlük sürede yüzde 1, gün kurusu kayısı verilen deney hayvanlarında kan hücrelerinde artış gördüklerini ve doza bağlı olarak çok yükseliş tespit edilmediğini ifade etti.
Kırmızı kan hücrelerinin artışında yüzde 1’lik oranın ideal olduğunu kaydeden Yılmaz, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Daha az düzeyde ancak daha fazla sürede tüketmenin diğerlerine göre daha olumlu etkisi var. Diğeri israfa neden olabiliyor, aynı zamanda kayısının lif içeriğiyle bağırsak florasının beslemesi gerek. Bağırsak florasının beslenmesiyle birlikte K vitamini ve B grubu vitamin sentezini, onlarda kan yapımında kemik iliğinde kan yapımında fonksiyonel maddeler olduğu için pozitif etkilerinin olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla yüzde 1’lik oran çok ideal.”